Seçim kampanyamızın en önemli ayağı emekçi mahallelerde gerçekleştirdiğimiz ve günün sonunu bir seçim toplantısı ile noktaladığımız çalışmalar. Bu kapsamda 24 Aralık Cuma günü Gülsuyu mahallesindeydik.
Çalışmamızın ilk durağı babadan oğula servis şoförlüğü yapan bir emekçi ailenin eviydi. Sabah erken saatlerde ziyaret ettiğimiz aileye hem seçimlerde yürüttüğümüz bağımsız aday kampanyasını anlattık, hem de emekçilerin örgütlü mücadelesini savunanların niye Millet İttifakı’ndan bağımsız bir tutum alması gerektiğini, düzen ittifaklarının işçiye, Aleviye, Kürde düşman olduğunu konuştuk. Yapacağımız seçim toplantısına davet ederek ayrıldık.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde emekçilerin ezilenlerin sözünü söylerken broşürümüzü ev ev dağıttık Akşamki toplantının duyurusunu yaparken destekçilerimizin iletişim bilgilerini topladık. Kahvelerde, halk ekmek kuyruğunda bildirgemizi insanlara ulaştırdık.
Gülsuyu çalışmamızın bir parçası olarak kurum ziyaretlerimizde Gülsuyu Güzelleştirme Derneği’ndeydik. Mahallenin sorunlarına, uyuşturucu ve çeteleşmeye değindiğimiz sohbetimizde emekçilerin dayanışma faaliyetleri üzerine görüş alışverişi yaptık. Düzen ittifaklarından bağımsız bir cumhurbaşkanı adayı çalışmasının emekçi mahallelerinde yürütülmesinin öneminden bahsettik. Kampanyanın emekçilerin mücadelesini örmek isteyen herkesin, farklı politik kimliklerin kendi varlığına ket vurmadan durabileceği zemininden bahsettik. Bizimle beraber ziyaretlerde yer alan KöZ de konuştu. Devrimcilerin seçim, dernek, dayanışma gibi faaliyetleri devrim mücadelesinin kaldıracı olarak kullanması gerektiğini anlattı. Bu çalışmayı da yüzünü devrim davasına dönenlere bu imkânı sağladığı için önemsediğini kaydetti.
Gülsuyundaki seçim toplantımız saat 17.30’da başladı. Kampanyamız adına konuşan adayımız Çetin Eren basit demokratik talepleri yükseltmek için dahi bu talepleri emekçilerin çıkarına ve onların ihtiyaçları doğrultusunda ele almak gerektiğinden bahsetti. Siyasi yasaklar söz konusu olduğunda İmamoğlu’ndan değil Semra Güzel’den bahsetmek gerektiğini söyledi. Seçim toplantımızda soru ve görüşlerle sohbetimiz devam etti. Kampanya destekçileri Avrupa Birliği’ne girmek için 19 Aralık’ta devrimcileri öldürenler, Selahattin Demirtaş kanlımdır diyenler, IMF politikalarını ekonomik reçete diye sunanlar, AKP’den hesap soramaz dedik. Emekçilerin demokrasisini nasıl savunuruz, onu konuştuk.
Bugün bu siyasi gerçekleri açıklamak akıntıya karşı yüzmek anlamına da gelse de emekçileri hükümetin karşısına dikecek bir hareketi örmek isteyenlerin kitlelere güven verebilmesi için yalnız kalma pahasına seçimlerde bu cüreti göstermesi gerektiğini vurguladık.
Gülsuyu Güzelleştirme Derneği’nde yaptığımız seçim toplantısının ardından katılanların daveti üzerine çalıştıkları için etkinliğe yetişemeyenlerle buluştuğumuz bir ev toplantısı yaptık. Gülsuyu’nda oturan ve sadece mahallenin sorunlarıyla değil siyasi sorunlarla da ilgilenen, devrimci arayış ve yönelimleri olan kesimlerle buluştuğumuz toplantıda kampanyanın amacı ve neden böyle bir cumhurbaşkanlığı seçim çalışması yürüttüğüne dair sorular soruldu. Aynı zamanda neden bir boykot çalışması yapmak yerine aday çıkarıldığı soruldu. Ezilenlerin kurtuluşlarının ancak kendi mücadeleleri ile mümkün olduğunu bilen kesimler için Erdoğan’ın seçimler ile gönderilebileceği umudunu artırmanın veya şu ya da bu burjuva ittifakın seçim zaferinin kazanım olarak görülemeyeceğini, Millet İttifakı’ndan bağımsız emekçilerden yana bir seçim çalışmasının yürütmenin mümkün olduğunu anlattık. Bundan geri durmanın bugün kitlesel bir hareketin ortaya çıkmasının önünde engel olacağını belirttik. Gülsuyu’ndaki bu son ev ziyaretimizde sınıf hareketinin durumunu, devrimci bir çıkışın koşullarını ilerleyen saatlere dek tartıştık.
Son olarak Gülsuyu’ndaki seçim çalışmamız kapsamında HDP Maltepe temsilciliğini KöZ ile birlikte ziyaret ettik. Paris’ten İzmir’e, Amed’den İstanbul’a zulme uğrasa da mazlum değil, Ortadoğu’nun en politik halkı olan Kürt halkından bahsettik. Erdoğan’ın en büyük korkusunun 6-8 Ekim’de karşısına dikilenler olduğunu anlattık. 2023 seçimlerinde yapılması gerekenin Rojava’nın bombalanmasına, vekillikleri düşürenlere destek vermek değil, Rojava’yı, kapatılma tehditleri savurulan HDP’yi savunmanın önünü açan bir sokak hareketi yaratmak olduğunu anlattık.